Kaygılanmak hayatta kalmak için bir ihtiyaç olabilir mi

Kaygılanmak hayatta kalmak için bir ihtiyaç olabilir mi?

0 Comments

Yazan Psikolojik Danışman Oğuzhan Karaboğa

Yaşamımız boyunca pek çok olay ve olguyla karşılaşırız. Belki de hayatta kalabilmemiz için kaygılara ihtiyacımız vardır. Peki, ya zihnimiz ve bedenimiz kaygılarımız ile baş edecek biçimde geçmişten itibaren evrimleşmişse ve biz bu potansiyeli gerçekleştiremiyorsak?

Haydi şimdi gözlerinizi kapatın ve bir aracın size hızlıca geldiğini hayal edin, belki de gerçek yaşamınızda bile bu durumu yaşadınız, bu zihniniz için tehdit edici bir durum değil mi ? Şu an korkuyorsunuz ve kaygılanmaya başlıyorsunuz, kalp atışlarınız hızlandı ve kaslarınız gerildi, bu son derece normal değil mi? Bu olay gerçekten yaşanmış olsa hissettikleriniz, bedeninizin tepkileri size ne sağlayacaktı? Elbette daha hızlı hareket etmenizi ve hızlıca reaksiyon verip hayatta kalmanızı. İşte görüldüğü gibi tehlike anlarında kaygılanmak hayatta kalmamızı sağlayan tepkiler ortaya koymamıza yardım eder.

Kaygı sadece abartıldığı veya gerçekte korkulmaya gerek olmadığı durumlarda ortaya çıktığı takdirde rahatsız edici ve yaşam kalitesini düşüren bir duygudur. Mesela, kimsenin olmadığı bir sokakta gece vakti bir yabancı ayak sesi duymanız ve giderek bu sesin size yaklaşmaya başlaması sizde kaygı oluşturabilir ve böyle bir kaygı hissetmeniz normaldir.

Böyle durumlarda kendinizi bir hayal edin fark ettiniz mi önce tehlikeyi hissettiniz, sonra yaşadığınız korku fiziksel ve zihinsel değişikliğe sebep olan hormonların tetiklenmesine sebep oldu, şu an ne yapacaksınız? Meydan okuyup savaşacak mısınız yoksa tehdit alanından kaçacak mısınız? Vücudumuz kaçmak ya da mücadele etmek için hareket etmeye hazır ve zihniniz de artık devreye girmiştir. Kaygı verici olay geçtiği zaman bu değişikler de kaybolur ve bedeniniz sakin haline döner.

Bir tiyatro oyunu izlerken oyuncunun gerçek olmayan bir silah ile sahnede rolünü canlandırdığı düşünelim, bunun bir oyun olduğunu ve silahın da gerçek olmadığını bilmenize rağmen kaygılanmanız, tepki vermeniz hatta tiyatrodan uzak durmanız ya da izleyeceğiniz oyunların içeriğini saatlerce araştırıp kaygı düzeyinizi arttırmanız sizi hayattan aldığınız zevkler konusunda kesintiye uğratacaktır.

Bu yüzden kaygıyı tanımlamak için öncelikle gerçekçi ya da gerçekçi olmayan durumlar arasındaki ayrımı yapma konusunda farkındalığımızı arttırmaya başlamak ile işe başlayabiliriz. Sonrasında bir günlük yardımıyla yaşadığımız olayı, yeri ve duyguyu yazabilir, yaşanılan duygunun hissetme şiddetinizi 1-10 arasında puanlayabilir ve not edebilirsiniz bu şekilde o an ne hissettiğinizi somut şekilde görebilir ve sonrasında günlüğünüzü okuduğunuz da şuan aynı kaygı verici olayda duygu şiddetiniz üzerine düşünebilirsiniz, sadece bu yöntem bile kaygınızın gerçekçi olup olmadığını yada hâlâ aynı şiddette devam edip etmediği konusunda size fikir verecek ve farkındalık kazandıracaktır.

Artı Enstitü

Artı Enstitü
× Merhaba